Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite
“DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu) gelişimsel olarak uygunsuz düzeyde dürtüsellik ve dikkat eksikliği ve bazı vakalarda hiperaktiviteyle karakterize, kronik ve nörobiyolojik davranışsal bir bozukluktur” (Rief, 2008, s.2). DEHB semptomları en az 6 ay sürmelidir ve yaşamın hemen her alanında sorunlara yol açmalıdır. Belirtileri dikkatsizlik, aşırı hareketlilik, ve dürtüselliktir. Kişinin yaşamını, sosyal alanda, akademik alanda, mesleki alanda olumsuz etkiler. Uyum bozukluğu görülür. Çocukluk çağında sıklıkla saptanır. Erkek çocuklarında, kız çocuklarına nazaran 2-5 kat fazladır.
Çocuğun dikkatini yoğunlaştırmada güçlük çekmesi ve bazı içtepisel davranışlarını engelleyememesi durumudur. Kimi çocuklar dikkat eksikliğinden, kimileri hiperaktivite bozukluğundan, kimileri ise her iki boyuttan da etkilenmiştir. Çoğu zaman aileler tarafından “yaramazlık” olarak nitelendirilir. Ebeveynler çocuğun engel olamadığı bu davranışlarına öfke ile karşılık verir ve ev içi çatışmalara neden olabilir. Ayrıca çocuğun bu olumsuz davranışları sınırlandıramaması eşler arasında da sıklıkla çatışma yaratabilir.
Ödevlerden, oyunlardan çabuk sıkılma, okulda yaşanan problemler, dil gelişimi ve motor becerilerde hafif gerilik, dikkatsizlik, okurken satır atlama, bildiği halde düşük sınav notları, çevresel uyaranlara karşı dikkatinin kolayca çelinmesi, odaklanamama, sırasını bekleyememe, arkadaşları tarafından umursanmama, sinirlilik, düşünmeden hareket etme, eşyalarını sıklıkla kaybetme, dinlemiyormuş gibi görünme, verilen görevi sürdürememe, verilen görevle bağlantısız şekilde aşırı hareketlilik ve sürekli kıpır kıpır olma hali, sürekli kazalar yapma ve yaralanma, belirtiler arasında sayılabilir.
Nedenleri: nörolojik faktörler (noradrenalin ve dopamin hormonlarında düzensizlik), biyolojik, genetik faktörler, çevresel faktörler (hamilelik ve doğum sırasındaki faktörler) olabilir.
Uzman yardımıyla aile temelli müdahaleler, psikososyal destekleyici tutumlar, tıbbi destek, özel eğitim desteği, psikoterapi gibi çalışmalarla durum hafifletilir; semptomlar azaltılır, yaşam düzenlenir. Tedavisi mümkündür. Tedavi edilmediği takdirde, hem çocuk hem aile için ciddi sorunlar oluşabilir. Ve yetişkinlikte de devam eder.
Uzm.Kln.Psk.Gizem Bozalp Akgün
Related Posts
Çift Terapisi İstanbul
10 Ağustos 2021
Evlilikler genelde mükemmel değildir. Her evlilikte zaman zaman bazı problemler...
Sosyal Anksiyete Nedir?
14 Ekim 2019
Sosyal anksiyete (Sosyal Fobi), sosyal ortamda kabul görememe üzerine...
Ekonomik Sıkıntılar Depresyona Yol Açar mı?
1 Şubat 2018
Hipokrat’ın (İ.Ö 5. yy) ilk kez melankoli adıyla tanımladığı depresyon, çok...
Anoreksiya Nervoza
14 Ekim 2019
Anoreksiya nevroza, duygusal nedenli yeme bozukluğu türüdür. Anoreksiya nevroza...